7 Aralık 2019’da Kilis’te WIHU Dünya İslam Sağlık Birliğine üye kuruluşlar tarafından düzenlenen ‘’Suriyelilere Yardım Çağrısı Programı ve Basın Açıklaması’’na Mahmudiye Vakfı olarak biz de destek verdik. Suffe İslami İlimler Merkezi öğrencilerimizin topladığı yardımları bizzat götürüp ihtiyaç sahiplerine teslim ettik. Programa Sağlık-Der Şube Başkanı Yahya Öztürk ev sahipliği yaptı.
Basın açıklamasında son günlerde Suriyeli muhacir kardeşlerimize yönelik olumsuz propagandalar dolayısıyla yardımların ciddi şekilde azaldığı, oysa bu soğuk kış günlerinde özellikle kampta yaşayanların çok sıkıntı çektikleri ifade edildi ve bütün STKlar göreve davet edildi.
Basın açıklamasının ardından 20 kişilik bir ekiple Öncüpınar Sınır kapısından Suriye tarafına geçip sınır şeridindeki kasabaları ve kampları ziyaret ettik, yardımlarınızı teslim ettik. Güvenlik sebebiyle Azez’e kadar gitmemize izin verilmedi. Azez’in son günlerde seri şekilde bombalandığı bildirildi.
Kamp ziyaretinin ardından sınır güvenliği bölgesinde WIHU üyesi İDA derneğinin kurduğu özel bir hastaneyi ziyaret ettik. Bu hastanede maaşlı olduğu kadar gönüllü personel de çalışıyor. Hastalar ne muayene ne tektik ne de ameliyat veya ilaca bir kuruş para vermiyorlar. Bütün bu masraflar WIHU üyesi dernekler tarafından karşılanıyor. Dr. Mahmut Mustafa program sonunda katılımcı kuruluşlara teşekkür plaketi takdim etti. Son olarak Suffe öğrencilerinin de destek verdiği Halime Sadiye Yetim Evini ziyaret edip Kilis’ten ayrıldık.
Arkamızda bıraktığımız savaşın sebep olduğu acılar, insanlığa yakışmayan şartlarda yaşayan aç ve çıplak insanlar… Bu muhacir kardeşlerimizin durumunu gidip görmeye herkes imkân bulamaz ama bu kardeşlerimizin durumunu görmeden anlamak da mümkün değil. Uzaktan davulun sesi hoş gelir derler. Bu yüzden bazen aksi propagandalara kapılmak da kolay olur.
‘’İki gündür sıcacık yatağıma girerken ürperiyorum, yemek yerken boğazıma düzeliyor lokmalar ve kamptaki çocukların bakışları dikiliyor gözümün önüne.’’ Bunlar katılımcıların ifadeleri. Arabayla on dakika mesafedeki ama sınırın arkasındaki bu kamplarda dehşet bir manzarayla karşılaşıyorsunuz. Elektrik ve su günde birkaç saat geliyor. Bu yüzden hastanede bazı hizmetlerde sıkıntı çekiliyor. İnsanlar naylondan yapılmış üstü battaniye ve yerleri çamurla kaplı çadırlarda yokluk içinde yaşıyorlar. Kampta konuştuğumuz bir kadınlar ayakkabı, mont ve temizlik malzemesine paraya ihtiyaçları olduğunu söylüyorlar.
Çocuklar hayatı oyuna çevirdikleri için daha toleranslı ama anneler çaresiz. Kampta sadece çocuklar, kadınlar ve yaşlılar kalıyor zaten. Erkekler çalışmaya gitmiş ya da savaşta şehit olmuş.
Sevgili Kardeşlerimiz, Mahmudiye Vakfı olarak sizlere sesleniyoruz. Lütfen olumsuz propagandalardan etkilenip de bütün mağdurları mahkûm etmeyelim. Sınırımızın hemen dışındaki bu kardeşlerimize en ufak bir şeyle de olsa yardım edelim. Allah hepinizden razı olsun.